Yazılmamış cümlelerim var benim.
Toprağın suya olan hasreti gibi, bitmek bilmeyen bir
özlem var içimde.
Yolunu kaybetmiş yolcu gibi, kaybolmuş çoban yıldızını
arayan, aç susuz halsiz ve perişan kaybolmuş cümlelerim var benim. Hava
kararırken sönen ışıkların arkasında bekleyen yitik cümlelerim var benim. Uzun
bir gün sessiz bir gece kayan bir yıldız gibi anlatamadığım hicran var içimde…
Yarım kalmış hayal, bitmek bilmeyen vuslat, körüklendikçe
yanan ateş gibi yarım kalmış sevdam var benim.
Bir varmışla başlayıp bir yokmuşla biten aklımın bir köşesinde tüten
yarım kalmış düşlerim var benim. Adını anarak başladığım, adın geçmeden dökülmeyen
şiirlerim var benim.
Ufukta görünen yolcu hangi menzilde biter yol! Gitmek mi
gelmek mi marifet bilinmez lakin bitmeyen çilem var benim. Bir harf bir cümleye
ne kadar yakınsa, aşk sana o kadar yakın! Susmak mı kader, konuşmak mı
bilinmez, lakin yazılmamış cümlelerim var benim…
Anlatarak anlaşılmaz bir dert, yürünmeden çıkılamayan
yokuş, varıp da dinlenilemeyen vaha gibi yarım kalmış cümlelerim var benim.
Yazmak hikayenin sonu mu başı mı bilinmez… Yazmak çilehanenin giriş kapısı, nereye
açılır içinde ne vardır bilinmez. Çıkışı olmayan menzili bulunmayan bir yol
yazmak! Kalem ve kağıdın ebedi arkadaşlığı başlar böylece…
Mehmet Abdullahoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder